Doğduğun büyüdüğün anadilinin konuşulduğu topraklardan uzaklarda yaşamaktan bahsediyorum, yurtdışında yaşamak derken. Yabancı bir memlekette bir adresinin bir telefon numaranın olması, bir banka hesabı açtırmak, daimi arkadaşlar edinmek, komşular edinmek, çevre edinmek, kısaca yaşamını orada idame ettirmek. Bu süregelen eylemin yalnızca birtakım yönleri seyahat ile benzerlik gösterirken, gerçekte bu fiil seyahatten daha farklı ve geniş bir içerik barındırıyor.
Değişim öğrencisi olarak giden herkes için orada bulunmadaki amaç, yalnızca gezmek tozmak ya da okula gidip derslere girmek değildir. Oradaki yaşamı tanımaya çalışır, insanların düşünce tarzlarını kültürel yaklaşımlarını benzerlikleri farklılıkları anlamaya çalışır. Bu uğraş mükemel bir mutluluk ve eğlencedir de aslında.
Yurtdışında yaşamın özellikle ilk günleri ilk anları vazgeçilmez bir haz barındırır. Önünde bir süre ömrünü tüketeceğin farklı bir hayata karşı edindiğin ilk izlenimlerin verdiği heyecanın hazzıdır bu. Sonrasında her şey yavaş yavaş sıradanlaşır ve asla oralı olamasan da zamanla oralı ‘gibi’ olursun. Gel zaman git zaman memleketini özlersin fakat oradan ayrılmak da istemezsin.
Her memleketin ayrı bir hikayesi var, yalnızca benim hikayem değil memleketlerin de hikayesi, ayrı bir havası var, hayatın ayrı bir ritmi var, yaşamın ayrı bir tadı var, ayrı bir çilesi var, ayrı bir heyecanı var.
Dahası var..
İlk Yorumu Sen Yap