Bugün 11 Kasım 2011 Cuma ve şu an Komek'te Bilgisayar kursundayım. Ders arasinda can sıkıntısından günlük yazayım dedim. Normalde günlüklerimi web sitemde ziyaretçilere kapalı ortamda tutuyorum. Ama bunu paylaşacağım çünkü bu sefer can korkusunu biraz sezdim sanirim ve gere['nden fazla aksiyonu olan bir gün yaşadım gibi. Dün 10 Kasım 2011 Perşembe, hayatımda bu denli heyecan ve korku hislerinin tavan yaptığı bir gün çok nadir olmuştur ve işte dün bu günlerden biriydi.
Yarın İnşaat Mühendisliğine Giriş (IMG) den vize var. ve biz ders çalışmak için Gebze'ye Çağrılara gittik. Biz dediğim de çağrı ve ben sadece. Gebzeye gittiğimde, trenden indim ve aradım Çağrıyı. Neredesin dedi. Söğütlüçeşmedeyim dedim. (halbuki söğütlüçeşme Gebzeden bir saat kadar uzaklıkta, istanbulda) Oha dedi güldü biraz ne işin var felan dedi. Bende sakın yanlış geldiğimi söyleme dedim. Biraz şakalaştık. Sonra kızdı bana, şaka yaptığımı söylediğimde. Herneyse eve gittik. bana gitar çalacaktı. Çok önceden sözü vardı gitar çalmak için. Beni gitar ile ilgili hiçbirşey bilmiyorum zannediyordu. Gitarı aldı eline işte bir-iki şarkı çaldı, söyledi. Güzel de söylüyor allah için.. Sonra ben de öğrenebilirmiyim dedim ve ekledim arkasına ne kadar zamanda bu şarkıyı çalabilirim diye. 4-5 hafta felan dedi. Sonra bir çalmaya başladım. Dövecekti zor kurtuldum elinden¬!
Devamında ise gelmemizin asıl nedeni ders.. Derse 9 da başlayacaktık güya. Neyse işte başladık yarım saat rotarlı bir şekilde. Zaman geçti biraz ve fizikten iki konuyu bitirdik ki, üçüncüye başlayacakken apartmanın alt katlarından patlama sesi geldi. Kapı çarpması demiştik ikimizde. (Ne kadar iyiye yoruyoruz bak! ) Ve iki saniye bile geçmeden elektrikler gitti. Hakkıyla, söylemek lazım ürktüm biraz. Daha sonra camdan dışarı baktık sadece bizim bina da elektrik yoktu. Sonra bina merdivenlerinden konuşma sesleri gelmeye başladı. Muhabbet ediyorlar demeye kalmadı biz de açalım bakalım şalterler mi attı dedik. Kapıyı bir açtım ki bir çığlıkla beraber, merdivenler bembeyaz duman ve is. İçeri çok hızlı yayılmaya başladı. Merdivenlerde ağzını kapatarak aşağı kaçan birsürü kişi. Aşağıdan biri bağrıyor "Yangın tüpü var mı! Yangın tüpü?". Telaş yapmaya başladık her ne kadar istemesekte. Hemen aşağı inmek için ağzımı kapattım boynumdaki atkı ile. Bir dizi merdiven bile inmeden nefesim bitmeye başladı ve gözlerim yaşardı. On santim önümü bile göremiyordum. İtfaiye ve ambulans sesleri gelmeye başladı cadde ortasından. Sonrasında aşağı inemeyeceğimi düşünmeye başladım veya şalterin önünden geçerken patlama felan olur düşüncesi devamında.. Tekrar çıkmaya başladım hızlıca, indiğim merdivenleri. Eve çıktım kapıyı kapattım ve evdeki tüm pencereleri açıp bedenimi pencereden dışarıda tuttum uzun süre. Ve itfaiyenin olaya el atması ile berbat bir şekilde bile olsa kurtuldum sanırım. Ve hala bu yazıyı yazabiliyorum çok sükür.
Sadece güncel bir günlüğümden alıntıdır..
Devamı için beni arayın.
Hoşçakalın.
Gün ki ne gün..

İlk Yorumu Sen Yap