Gözün Anatomisi Ve Çalışması
Öğrendiklerimizden %80’den fazlası göz aracılığı ile gerçekleşmektedir. İşitmeye göre göz duyumuz çok gelişmiştir. Göz siniri 130 milyon civarında duyu alıcısı içermektedir. Bir başka ifadeyle gözde 130 milyon fotoğraf alıcısı vardır. Göz saniyede 10 öge resim veya kelimenin, saatte ise 10.000 simgenin resmini çekebilmektedir. Göz, gün boyu 100.000 den fazla görüntü alabilmektedir.
Dış dünyada, ses, görüntü, koku, tat , dokunsal uyaranları karşılarız. Uyaranları karşılayabilmek için her duyumuza ait bir reseptörümüz vardır. Reseptörler duyumsadığımız bu dürtüleri beynin algılayabileceği sinir iletesine dönüştürürler. Görmek beyin gerçekleşen karmaşık bir süreçtir. Gözlerin görevi cisimlerin çevresinden yansıyan ışığı sinir iletisine dönüştürmekte ve beyne sunmaktadır. Gözlerin sinir iletisine dönüştürerek sunduğu bu içerikleri beynimiz birleştirerek anlamlı hale getirmektedir. Dolayısıyla görme işlemi gözde değil beyinde olmaktadır. Göz sadece bu süreçte bir araçtır. Şöyle bir benzetme yaparsak aralarındaki işbirliğini daha netleştirebiliriz. Göz bir personel beyin ise ceo gibi çalışır. Ana karar merkezinin onayından geçmesi için iletileri gönderen bir şirket personeli gibi çalışır gözlerimiz.
Gözün Çalışma Sistemi Ve Hızlı Okuma
Fotoğraf makineleri gözün muhteşem yetileri modellenerek tasarlanmış ve yapılmıştır ve sistem olarak benzer mantıkta çalışırlar nasıl ki fotoğraf makinesi bir cismin resmine çekmesi için üzerine odaklanması gerekiyorsa gözünde görülecek cismin yada yazının üzerine odaklanması gerekir.
Odaklanma nasıl olur?
- Cisim sabit ise göz hareketleri de sabit
- Cisim hareketliyse göz de hareketli
Sonuç olarak;
Gözümüz, odaklanma, duraklama ve sıçrama hareketleri ile ilerlemektedir.
Gözün Okuma Sırasındaki Hareketleri
Gözümüzün okuma faaliyeti sırasında nasıl duruşlar yaptığını, nasıl sıçradığını ve odaklandığını bildiğinizde okuma hızınızı nasıl arttırabileceğinizi de anlamaya başlıyorsunuz. Gözümüz sanılanın aksine düz ve pürüzsüz bir çizgi halinde ilerlemez, eğer böyle ilerlemiş olsaydı görüntüyü tam net olarak algılamıyor olurduk. Gözlerimiz sıçramalar halinde duraklamalar yaparak ilerler ve her duraklama gözün odaklanmasıdır. Örneğin bir trenin içinde hızla giderken, trenin geçtiği istasyon duraklarını, eğer hareket halinde tren ile birlikte giderken eş zamanlı gözlerinizi sıçratarak ilerletirseniz duraktaki yazıyı okuyabilirsiniz.
Dolayısıyla gözlerimizin duraklama, sıçrama ve odaklanma hareketlerini, mevcut okuma sistemimiz ve bugüne kadar geliştirdiğimiz yanlış okuma alışkanlıkları nedeniyle etkin bir biçimde kullanamıyoruz ve mevcut okuma sistemimiz ve yanlış okuma alışkanlıkları ile hızlı okumaya çalıştığımızda anlamı ve hatırlamayı kaybediyoruz çünkü bu sistem ile okuma faaliyetimizi hızlandırmak tam aksine performansımızı düşürür. Bir çok kişinin hızlı okuyunca anlayamıyorum demesinin nedeni de aslında budur. Bu kişiler hızlı okumamaktır, mevcut sistem ile hızlı okumaya çalışmakta ancak anlam oluşmayınca hızlı okumak işe yaramıyor sonucunu ortaya çıkarmaktadırlar. Aslında böyle bir durumda yazı hızlı okunmamıştır sadece hızlı okunduğu zannedilmiştir.
İlk Yorumu Sen Yap